Sadece Oyun...
Forumumuz
=> Daha kayıt olmadın mı?Merhaba Forumumuza Hoş Geldin... ;) İyi Paylaşımlar İyi Eğlenceler... Unutma ki Burada Herşey Eğlence Üzerine Kuruludur!
Forumumuz - kırmızı kiremitli ev
Burdasın: Forumumuz => Mizah Ve Eğlence => kırmızı kiremitli ev |
|
by_samet (şimdiye kadar 20 posta) |
[b]başlık:KIRMIZI KİREMİTLİ EV ekrem güneşli Cevriye,mutfakta bulaşık yıkıyordu ki, kapı dövüldü. Gitti kapıyı açtı.İdris kapının önünde sırıtarak duruyordu. Genç kadın, kardeşini çok iyi tanımıştı. Menfaati olmadan ,kendisini yoklamaya gelmezdi. Gülümseyerek: "Hayrola İdris ?" dedi. "Eşikte durma içeri gir " İdris, salona geçti. Salon, eski Türk evlerini hatırlatıyordu. Lütfü usta, evini içini ona göre düzenlemişti. Yerde, renkli sık dokumalı halı, duvarlarda, eski Türk Beylerine ait resimler, Osmanlı Padişahlarının yağlı boya savaş tabloları odanın bir tarafına konmuş ,büyükçe bir aynalı dolap vardı. Koltuklar klasikti. "Eee...anlat bakalım kardeşim, evdekiler nasıl ?" " Evle aram iyi değil abla, babamla kavga ettim ...O da evden kovdu. "Babam sinirlidir ya, iyi bir adamdır. Muhakkak damarına bastın adamcağızın ...Seni bilirim, babamı kızdıracak birşey yapmışsındır. ..Yoksa seni niye kovsun .." "Suçum yoktu be abla...Arkadaşlarla kahvede iki el blum oynadık ,eve niye geç geldin diye sorguya çekti. Ben de bağırdım, iki duble rakı almıştım, kafam iyiydi yani..." "Kardeşim, yeni evlisin ,duyduğuma göre,genç karını evde yalının bırakıp gece yarılarına kadar meyhanede kendin gibi serserilerle düşüp kalkı- yormuşsun ..." "Neriman mı söyledi ?!" "Karının günahını alma ...Söylediler işte..." "Kim söylediyse, bana vız gelir ...Hem içkiyi bıraktım..." "Karnın aç mı ? Açsan yemek koyum " "Evden gelirken bir şeyler atıştırdım " "Eeee...anlat bakalım...Niye geldin ?" "Ablam değil misin ? Seni yoklamaya geldim ..." "İdris bana yalan söyleme !Hamileliğim sırada çok hastalandım, abla nasıl oldun ?"diye gelmedin bu eve !Haydi gelmedin, karını da göndermedin !" "Suçluyum biliyorum ...Bağışla beni abla !..." "Bağışlanacak bir şey yok...Kusurunu biliyorsun Ama bu gelişin pek hayra alamet değil...Başın kumarcılarla belada mı yoksa ?" "Bizimki mi söyledi yoksa ?" "Hayır...Zavallı karının senin kumar oynadığından haberi yok...Eniştene birisi gelip söylemiş..Lütfü usta, kayın biraderin kumarda çok para kaybetti demiş...." "Şey...Mahir amca mı söylemiş yoksa...? Eğer o bunak söylediyse dükkanını başına geçiririm "yıkarım" "Mahir amcanı tanımamışsın sen..!Söylemiş biri işte ..." "Abla, kasap Kamil'e borçlandım ben..Eniştemden biraz borç istedim, dükkandan kovdu beni ..." "Ah kardeşim ,bende para ne gezer..Olsa verirdim..." "Şey...Kasap Kamil, senin kızla evlenmek istiyor. Bana dedi ki, eniştenle ablanı razı edersen ,seni icraya vermem " "Kamil neyine güvenip te benim kızı istemeye kalmış, kız istemenin de yolu yordamı var, eve görücü gelinir, kız evi razı olursa, söz kesilir, nişan sonra da düğün olur bizde..." "Yani istemeye gelirlerse Nevin'i verecek misiniz ?" "Enişten, kesip atmış, kardeşimsin ama daha lise de okuyan bir kızın kafasını bulandırmam ben..." "Abla görücü gelsinler diyen sen değil miydin ? Niye fikir değiştirdin ? şimdi. Seninle eniştemin ipiyle kuyuya inilmez vallahi !" Cevriye'den de olmusuz cevap alan İdris kasap Kamil'in dükkanına geldi. Kamil bir kadın müşteriyi kapıya kadar uğurluyordu. "Gine gel hanımefendi ...Bey efendiye de selamlarımı ilet " Kadın çıkıp gitti. "Böyle mesleğin içine !" diye küfredecekti ki, İdris içeri girdi. "Hoş geldin İdris !"dedi.."Eniştenle bizim meseleyi konuştun mu ? " "Konuştum...Eniştem bozuk çaldı ya, ablam gönüllü gibi..." "Yaşa be İdris ! Şu işi yap, seni bu dükkana ortak yapmazsam şu kasaba şahit olsun !" "Kız ne diyecek ?Bence o daha da önemli " "Anası razı olduysa , kocasını ikna eder...Kızlar da anasının sözünden çıkmaz ..." "Şey...Sizin Reyhan, kızın arkadaşıymış, ağzını arasın bakalım, kızın gönlü var mı ? Bir kızı bin kişi ister, birine nasip olur..." "Yaşa kel İdris ! Kedi olalı bir fare yakaladın !" İdris bozulmuştu ama belli etmedi. "Benim borcu silecek misin ? " "Düşünürüz İdris ! "İdris, Kamil'den ez az beş altı yaş büyüktü. İdris gitti. , * * * * Kamil su motorunu durdurdu. Sonra eve doğru yürüdü. Reyhan evi elektrikli süpürgeyle süpürüyor ablası mutfakta iş görüyordu. Anneleri ise oturma odasında öğle namazını kılıyordu. Kamil, oturma odasına geçti. Kadın, iki yanına selam verdikten sonra ellerini açıp Tanrıya dua etti.. "Allah'ım devletimizi düşmanlarımızın şerrinden koru, ülkemize huzur ver, bizi kulluğundan uzaklaş- tırma amin !" dedi..Namazı bitirince, seccadeyi ikiye katladı, kaldırdı. Kamil,"Allah kabul etsin valide ! "ana" dedi. "Kamil ,hayır mı oğlum ? Niye erken geldin ?" dedi . "Bugün dükkanı açmadım, kavakları suladım, seninle konuşacaklarım var .." "Oğlum, Nevin işini konuşacaksan o iş olmaz ... Davul da dengi dengine çalar diye bir Atasözü var kızın yaşı küçük, sonra lisede okuyor, annesinin dedğine bakılırsa, yüksek okullara da gönderecek- lermiş...Gel bu sevdadan vaz geç ..." "Valide "ana" kız Reyhan'la iyi arkadaşlarmış kızın ağzını arasın bakalım...Belki de sevdiği bir çocuk vardır, eğer öyle ise ,biz de aradan çekiliriz " "Oğlum, münasip olmaz ,Nevin'in gözü yüksek- lerde, ama madem istiyorsun, Reyhan'ı çağır konuş" " Kız, o elektrikli spürgeyi bırak buraya gel !" "Buyur abi ? "diye süpürgeyi durdurdu. "Bak kız, şimdi söyleyeceklerime iyi kulak ver Nevin'le iyi anlaşıyormuşsun , ağzını ara bakalım konuştuğu bir çocuk var mı bakalım ?" "Nevin'in tanıdığım kadar konuştuğu bir oğlan yok ...Olsa bana söylerdi..." "Sen yine de sor..." Reyhan ağabeyisine karşılık veremedi. Öfkele- nince sinirden kendini kaybederdi. Sessizce odadan çıktı. Lise binası kasabanın dışında eski bir taş yapıydı. Kurtuluş savaşı yıllarında fişekhane olduğunu söylüyordu yaşlılar. Nevin'ler duvar komşularıydı. Sabahları okula birlikte giderlerdi. Reyhan avlu kapısından çıkmıştı yarı yolda Nevin'le karşılaştı. "Günaydın Nevin !" "Günaydın !" "Ne o ? Canın sıkkın gibi ? " " ....." "Şey...seni üzecek birşey mi söyledim Nevin !" "Reyhan, abinin davranışlarını sen de hoş görü- yor musun ? Hakkımda neler söylemiş...Kasaba dedikodudan çalkalanıyor. Kamil abiyi çok severdim ama bu sevgi, abla- kardeş sevgisi gibi ...Onunla evlenmeyi aklımın ucundan bile geçirmedim... Üstelik yaşça benden çok büyük ...Lütfen, bu son olsun..Abine de söyle , şu kasabada hiç erkek kamasa dönüp ona bakmam ! Kendini ne sanıyor? Ukala.!.." Reyhan, kıpkırmızı olmuştu. O gün, dersi nasıl yaptı, nasıl eve geldi bilemedi. Başı fır fır dönüyor- du. Gözlerinin altı sinirden, ağlamaktan mosmor olmuştu. Merdiven başında annesiyle karşılaştı. "Ne o kız ? Ağlamışsın sen ...! Biriyle kavga mı ettin yoksa ? "dedi "Nevin hanımefendi, abim yüzünden fırça attı bana...!" Ağlayarak, " işte böyle "dedi.. "Haydi ağlama ...Kız haklı kızım ..Suç abinde... Elin kızını dile getirmeycekti ...Şurada kapı dibi bir komuşuyuz...Lütfü Usta, dersen efendi bir adam Karısının da kendisinin de bir güne bir gün kötülü- ğünü görmedik !" "Nevin'in yüzüne nasıl bakarım bundan sonra anne! En sevdiğim kız arkadaşımdı. Abim bir çuval inciri berbat etti. |
Cevapla:
Bütün konular: 42
Bütün postalar: 31
Bütün kullanıcılar: 3
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse
